Necmettin Erbakan gibi, siyasi hayatının son dönemlerinde aşırı muhafazakar politika gütmüş bir partiden sıyrılmışlardı.
CHP'nin her zamanki yanlış, MHP'nin de her zamanki etkisiz politikası, yeni bir parti kurduklarında kendilerine biçilmiş kaftan gibiydi. Halka, o dönem duymak istediklerini duyuruyor, her kesime eşit mesafede duracaklarını da anlatıyordu marjinal kesmin dikkatini çekerek.
Tabi sonra para, makam, güzel geldi. Kanunlar tanınmadı, yasalar uygulanmadı. Suçlarını önceden gizli kapaklı yaparlarken, sonraları alenen yapmaya başlamışlardı. Saklamıyorlardı. TV'lerde, meydanlarda, tapelerde uluorta söylüyor, ama herhangi bir dava açılmıyordu. Sorgulayanların tabiri caizse kellelerini alıyor, itibarsızlaştırıyor, asimile ediyordu.
Sonra, halk uyandığını zannetti.
HDP'nin sosyal medyada gerçekten muazzam çalışmaları sayesinde PKK'nın siyasi kanadı olan HDP resmen kurtarıcı olarak benimsenmiş, "Türkiyeli" kavramı üzerinden özellikle genç kesmi hedefleyerek meclise girme çalışmaları yapmışlardı.
Türk halk müziği söyleyen Tayyip, futbol oynayan Tayyip yerini Saz çalan, bulaşık yıkayan Selo'ya bırakmıştı.
Elbette saz çalıp bulaşık yıkarken verecekti pozları. Halk mağdur, halk bitmiş, tükenmiş. Kendilerinden bir parça sundu HDP.
Ama bir yerde bir yanlış vardı.
HDP, PKK terör örgütünün resmen eleği gibiydi. Aslında Selahattin Demirtaş öyleydi. Elekten geçiriyordu konuşmalarını.
"O keleşleri size çevirmesini iyi biliriz" diyordu vekili. Ama kendisi "Sivil öldürülmesini lanetliyoruz" diyerek seçim öncesi tekrar emanet oyların peşinde olduğunu gösteriyordu.
Halbuki eşbaşkanı askerlere pusu kuran teröristin cenazesine katılıyor, gözyaşları döküyordu.
Zaten bölünmüş olan halk, aynı zamanda ölmeye de başlamıştı.
HDP'ye göre "gerillalar", Türkiye'ye göre "Mehmetçikler" birer birer can veriyordu bu kirli oyunun ortasında.
Uçaklar kalkıyor, bir yerleri bombalıyor, her şeye inanan halkımız da kendince rahatlıyordu.
Tabi bu arada şehitin rütbesi yarbaya kadar uzanmış, yüzbaşı kardeşini kaybeden Yarbay Alkan'ın isyanı, salladığı o parmak tüm dünyaya servis ediliyordu.
Aslında AKP'nin ilk kuruluşundaki gibi, Kürt vatandaşların haklarını savunacak bir siyasi partiye ihtiyaç var.
PKK'yı muhattap almayıp, terörist diyen.
Kürt vatandaşın sorunlarıyla ilgilenip, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre hareket eden bir lidere.
Silahla işi olanlarla değil, barışla.
İmralı ile değil, partisinin meclisi ile karar alacak bir lidere ihtiyaç var.
Trabzon ile barışık, İzmir ile kardeş, Konya ile dost bir lidere.
Şehit cenazeleri, dini ve milli bayramlara eksiksiz iştirak eden bir lidere.
İşte o zaman "gençler ölmesin" dediğinde inanır sana ülkenin Batısı, Kuzeyi.
İşte o zaman sen gerçekten Kürt vatandaşların hakkını arayabilirsin.
Hatta belki kim bilir, sadece Kürt vatandaşların haklarını savunduğun siyasi girişimin, ülkenin tümüne yansır, bir devrim gerçekleştirirsin.
Selam olsun sana!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Online ticaret, Doğu ve Batı Almanya'da farklılık gösteriyor
Almanya'daki online şirketlerin çoğu Batı bölgelerinde, Kuzey Ren Vestfalya'da (yüzde 22) ve Bavyera'da (yüzde 17) bulunuyor. Sa...
Popüler Yazılar
-
Son dönemde ortaya çıkan 150 ülkede 200 binden fazla kişiyi etkileyen WannaCry adlı fidye yazılımı, Türkiye'de de bir çok kişinin k...
-
Bilindiği gibi, çok kısa bir süre önce Google, Acunn.com'u tüm arama sonuçlarından kaldırmış durumda. Peki ne oldu da bu oldu ?
-
PayPal kullanıcısı mısınız? E-ticaret sitesi mi işletiyorsunuz? Yoksa sadece PayPal kullanmayı mı düşünüyorsunuz ? En son PayPal is...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder