Erkek çocuğunun ilkokuldan, bilemedin ortaokuldan sonra calismaya yonlendirildigi, etrafimizdaki bir cok kisinin "ne gerek var, ver bi ise girsin calissin" diyerek psikolojik baski yaptığı dönemde, O tek basina direnip, "Hayir! Benim oglum okuyacak!" diye haykiriyordu. Yasayamadigi kendi cocuklugunu, cocuk sayilacak yasta anne olusunu hatirliyor, kendi evlatlarinin bunu yasamamasi icin tek basina savasiyordu.
Yasitlarimin oynadigi oyuncaklardan benim de oldu. Kiyafetlerim. Hic bir seyi eksik yasatmadi annem.
Calisti, calisti, calisti. İstanbul gibi bir yerde, okuma yazmasi cok azken basladi calismaya. Oğlunu once liseye, sonra üniversiteye gönderdi. Kizini evlendirdi, oglunu evlendirdi, disinden tirnagindan arttirarak biriktirip basini sokacagi bir evi oldu.
Pek bir sey beklemedi, suraya gideyim buraya gideyim şunu yapayim.. Yok, onun tek istedigi, evlatlarinin, torunlarinin saglikli ve mutlu oldugunu gormekti.
Yiprandi, kolay degil tek basina 2 cocuk buyutmek.
Once cok sevdigi annesini, sonra gencecik yasta kardesini verdi topraga.
Hastalandi. Kanser baslangici dediler. Savasti, yendi Allahima sukur.
Oglunu 4 yasina kadar emzirdigi icin kemikleri yorgun dusmeye basladi, kemik erimesi bas gosterdi yillar sonra.
Onu da yenecek, biliyorum.
Gorenler bilir, ufak tefektir benim annem. Yaninda dev gibi dururum.
Bakmayin siz onun öyle ufak tefek olduguna.
Aslandir benim annem aslan...
Lise vakti seninle "Hayir sen alicaksin" diye kavga ettigimiz o 1 TL'yi asla unutmayacağım anacigim..
Ayıp değil ki
Zılgıt bilir,
Çığlık bilir,
Ağıt bilir. " Sabahattin Ali
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder