Bizim stresimiz belki başkasının komedisidir

Teknoloji çok ilerledi. Bir çok cerrahi operasyon artık acısız, ağrısız ve çok kısa sürede hallediliyor.

Hatta her ameliyat sonrası vücutta kalan izler artık neredeyse tamamen yok ediliyor.

Yani ne kadar paran varsa, o kadar sağlık hizmeti alıyorsun.

Doğumu ele alalım.

Bildiğiniz gibi, bir çok alanda uygulanan yeni yöntemler doğumda da uygulanmaya başlandı. Eskiden bebeğin cinsiyetini bile öğrenemiyorken şimdi doğum suda olsun, doğum için video çektirelim gibi kapitalist düzenin getirdiği paraya dayalı suni ihtiyaçları bize dayatmaya başladı.

Bu yeni ihtiyaçlar, yeni suni problemleri de beraberinde getirdi.


Bildiğiniz üzere bir süre önce dünyalar tatlısı, hayatımızın en önemli gerçeği, canımız, kanımız, biricik Uğurkan Aren'imiz dünyaya geldi.

Oğlumuz gazlı.

Ve bu süreç geçene kadar müthiş bir testle sınanıyor gibiyiz.

Çoğul konuştuğuma bakmayın, bu süreci neredeyse tek başına annesi yaşıyor.

Günün büyük bir bölümünü işte geçiren ben, eve geldiğimde annesinin yönlendirmeleriyle, internette okuduklarımla gaz sancısı çeken oğlumuzu sakinleştirmeye çalışıyorum.

Yarı yarıya diyebiliriz, bazen susuyor, bazen susmuyor. Susmadığı zamanda mümkünatı yok ne yapsam ne etsem susmuyor. Annesinin sesine, kokusuna, tenine o kadar alışmış ki, 1 dk önce kucağımda kıyametleri kopartan bebiş, annesinin kucağında resmen gülücükler savuruyor, bir oraya bir buraya bakıyor. Tabi bu durum annesi için de geçici. Bir süre sonra huysuzlanmaya başlıyor. Uyuyana kadar bu süreç böyle devam ediyor.

Anne/anne adayları, doğum öncesi ve sonrası müthiş bir özveri, sabır gösteriyorlar.

9 aylık hamilelik süresinde çekilen onca ağrı, sızı, doğum esnasındaki sancılar, doğumu sezaryen olduysa müthiş düzeydeki ağrılar, sonrasında da her 100 bebekten 50'sinin yaşadığı gaz sıkıntısına istinaden uykusuz geceler, yorgun düşen beden, baş ağrıları vb.

Gerçekten "cennet annelerin ayakları altındadır" hadisinin ne kadar yerinde olduğunu gözlerinizle görüyorsunuz.

Çözüme ilişkin bir çok kaynak "Stress" den bahsediyor. "Annenin ya da babanın stresli olması, bebeği de stresli yapar" diyorlar ve ekliyorlar: "Bu süreçte annenin en büyük destekçisi kesinlikle eşidir."

Kesinlikle katılıyorum. Çok doğru bir tespit. Elimden geldiği kadar dikkat etmeye çalışsam da, bir noktaya kadar yapabiliyorum ben de.

Fakat bir çok kez imkanlarımıza ve olanaklarımıza şükretmeyi bilmeyen biz insanoğlu, belki bu fotoğraflardan sonra imkanları, istekleri, talepleri, yaşanılan stresi bir kez daha gözden geçirir.

Belki yaşadığımız stres, göçmen bir ailenin yaşadığı dramın yanında komedi olarak kaldığını görebiliriz.

Belki..











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Online ticaret, Doğu ve Batı Almanya'da farklılık gösteriyor

Almanya'daki online şirketlerin çoğu Batı bölgelerinde, Kuzey Ren Vestfalya'da (yüzde 22) ve Bavyera'da (yüzde 17) bulunuyor. Sa...

Popüler Yazılar